Tiroidin yeteri kadar çalışamamasına yani
yeteri kadar hormon üretememesine HİPOTİROİDZM denilir.
Bu durumda organlar daha az enerjiye sahiptir ve daha az çalışıyordur, diğer bir deyişle metabolizmada çeşitli derecelerde yavaşlama vardır.
Hipotiroidizmde en önemli yakınmalar:
Halsizlik, güçsüzlük, kolay yorulma,
İş yapmada isteksizlik,
Soğuğa tahammül edememe, üşüme,
Seste kısıklık ve kalınlaşma,
Kabızlık,
İştahsızlık,
Ağırlık artışı,
Tırnaklarda incelme ve kırılma,
Ciltte kuruma, kabalaşma veya kalınlaşma,
Göz çevresinde elde ve yüzde şişlik (ödem),
Vücut kıllarında azalma,
Ter salgısının azalması veya kaybı,
Unutkanlık ve dil büyümesi,
Saçlarda dökülme,
Kas krampları,
Depresyon, uyku bozukluğu, uyku hali,
Kadınlarda adet bozukluğu,
Hafızanın zayıflaması, hatırlamada zorluk,
Nabız sayısında azalma,
Hareketlerde yavaşlama,
Terlemede azalma,
Hipotiroidizme neden olan durumlar nelerdir?
Hipotiroidizme neden olabilen birçok hastalık vardır.
Bunların hemen hepsi tiroid hormon yapımında azalmaya neden olmaktadır. Çok
küçük bir grupta hormon düzeyi normal olmasına karşın hormonların dokular
tarafından kullanılmasında sorun vardır.
Hipotiroidiye neden olan hastalıkların başında Hashimoto tiroiditi denilen ve
tiroid bezinin nedeni bilinmeyen bir şekilde hasara uğramasıyla oluşan bir
hastalık vardır. Hashimoto tiroiditinde önce guatr vardır, ancak yıllar içinde
bez küçülür ve hormon salgılayamaz. En önemli özelliği bu hastaların kanlarında
anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorlarının çok yüksek olmasıdır.
Hipotiroidiye yol açan diğer nedenlerden birisi de tiroid bezi ameliyatlarıdır.
Tiroid ameliyatı sonrası hormon salgılayacak kadar yeteri kadar doku kalmayınca
hipotiroidi gelişir. O nedenle tiroid ameliyatı geçiren hastalarda tiroid
hormonlarını ölçmek ve izlemek gerekmektedir.
Radyoaktif iyod tedavisi yapılan hastalarda da tiroid bezi tahrip edildiğinden
yeteri kadar hormon salgılanamayacağından dolayı hipotiroidi gelişir.
Bazen nadir olarak bazı ilaçlar (lityum, amiodaron, interferon, interlökin)
ve baş ve boyuna yapılan radyoterapi (ışın tedavisi) sonrası hipotiroidi
gelişebilir.
Hipotiroidi ayrıca şeker hastalarında, kansızlığı olanlarda, romatoid
artritlilerde sık görülür. 60 yaşın üzerindeki kadınlarda da sık bulunur. Kan
yağ düzeyleri yüksek hastalarında hipotiroidi yönünden araştırılması gerekir.
Ayrıca depresyonu olan hastalarda, çocuğu olmayan veya adet düzensizliği olan
kadınlarda da hipotiroidi aranmalıdır.
Bazen bebekler tiroid bezi olmadan doğarlar. Bunlarda şiddetli tiroid
hormon yetersizliği ortaya çıkar. Bu durumun erken ve zamanında tespiti
fiziksel ve mental gelişim açısından çok önem arz etmektedir.
Teşhis ve laboratuvar değerlendirmesi
nasıl yapılır?
TSH ölçümü en önemli test olup, normalin üzerinde (>4 IU/L) çıkarsa bu
hastada hipotiroidi aranmalıdır. SerbestT4 düzeyleri ise kanda düşük bulunur.
Serbest T4 düzeyi düşük, TSH düzeyi yüksek bir hastada aşikar hipotiroidi
vardır. TSH yüksek iken serbestT4 ve T3 düzeyi normal ise buna subklinik
hipotiroidi denir. Bu durum hafif derecede tiroid yetmezliğidir, ancak yine de
tedavi edilmesi gerekir. Tedavi edilmezse % 5 hastada bariz (aşikar)
hipotiroidiye neden olur.
TSH yüksek ve serbest T4 düşük ise hipotiroidi tanısı konur. Serum T3
düzeyleri değişkendir ve bazen normal sınırda olabilir. Aşikar hipotiroidide
TSH genellikle > 20 IU/L’dir. Subklinik hipotiroidi de ise TSH 4-20 IU/L
arasındadır. Anti-TPO ve anti- TG antikorlar yüksek ise hipotiroidi Hashimoto
tiroiditi nedeniyle oluşmuştur.
Tam kan sayımı yapılan hipotiroid hastaların % 30-40’ında kansızlık
(anemi), % 15’inde demir eksikliği, ayrıca vitaminB12 eksikliği de olabilir.
Kreatinin fosfokinaz (CPK) ve prolaktin (PRL) hormon düzeyleri yüksek olarak
bulunabilir. PRL düzeyleri tüm hastalarda yüksek değildir ve hipotiroidideki
menstruasyon düzensizliklerinden sorumlu değildir. PRL düzeylerinde orta
derecede bir yükseklik oluşur ve tiroid hormonu tedavisiyle düşer. Eğer hasta
ötiroid hale geldiği halde prolaktin yine yüksek ise diğer nedenler
araştırılır.
Ayrıca CRP, SGOT (AST), SGPT (ALT), GGT, laktat dehidrogenaz (LDH) ve
amilaz enzimlerinde yükselmeler olabilir. Bu enzimlerden en fazla CPK yükselir.
Hipotiroidide kan yağlarında yükseklik (hiperlipidemi) vardır. Trigliserid
düzeylerinde hafif artış olurken, total kolesterol, LDL kolesterol düzeylerinde
dah belirgin artma olur. Eğer hasta tedavi olmaz ise kan yağları yüksek olarak
bulunacağından koroner arter hastalığı riski artar.
Nasıl Tedavi Edilir?
Hipotiroidi tedavisi genellikle ömür boyu sürmesi gerekli bir hastalıktır. Çok
nadiren Hashimoto tiroiditli hastaların % 10-20’si kendiliğinden düzelebilir.
Hipotiroidi tedavisi kanda eksik olan tiroid hormonlarının normale gelmesi için
tiroid hormon tabletleri verilerek yapılır.
Piyasada tiroid hormonu bulunan ilaçlar Euthyrox, Levotiron ve Tefor
isimleriyle satılmaktadır. Hastalığınızın şiddetine göre doktorunuzun önerdiği
dozda başlanır ve belirli aralıklarla kontrole çağrılarak ilacın dozu
ayarlanır. Tedavide hedef T4 düzeylerini normale getirmek ve TSH düzeyinin
normal sınırlar içinde olmasını sağlamaktır. İlaç tedavisi ömür boyu sürecek
bir tedavidir ve kesilmemelidir.
İdeal doz tutturulduğunda 6 ayda bir veya yılda bir kontrole giderek TSH
düzeyine baktırmanız gerekir. Bazen ilacın dozunu artırmak veya azaltmak
gerekebilir. Gebe kalan hipotiroid kadınlarda ilacın dozunu ayarlamak
gerektiğinden mutlaka gebeliğin ilk ayı içinde kontrole gidilmelidir.
Verilen tiroid hormonu içeren ilaç mutlaka sabah aç karna (ve tercihen
sabah uyanır uyanmaz) alınmalı, ilacı takiben en az yarım saat hatta mümkünse 1
saat yemek yenilmemelidir. Bazı ilaçlar emilimini bozabileceğinden aynı öğünde
diğer ilaçlar alınmamalıdır.
Özellikle demir ilaçları, antiasitler veya kalsiyum ilaçları kepekli
gıdalar tiroid ilaçlarının emilimi bozarlar. Kalp hastalığı olan hipotiroidili
hastalarda bu ilaçlar yan etki yapabileceğinden sık kontrole gitmelidirler.
Hipotiroidili hastaların bir kısmında (özellikle de Hashimoto tiroiditlilerde)
anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorları yüksek olarak bulunur. Bu antikorlar
hastalığı yapan veya oluşturan protein yapısındaki maddelerdir. Tedavi ile
bunların düzeylerinde azalma olmaz.
Bunların düzeyini azaltacak bir ilaç da henüz yoktur. Bu antikorlara tanı
konduğunda bakılması gerekir. Daha sonra tedavi takibinde bakılmasına gerek
yoktur.
Dr. Mahmut YAZICI
Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları