Ülkemizde mart ayından beri hayatı durma noktasına getiren koronavirüs pandemisinin tehlikesi hala devam etse de pek çok yer açılmaya, insanlar dışarıda sosyalleşmeye başladı.
Hal böyle olunca pek çok kişi, farkında olmadan koronavirüse yakalanıp yakalanmadığını merak etmeye başladı.
Peki, hiç belirti göstermeseniz de önceden koronavirüse yakalanıp yakalanmadığınızı anlamanın bir yolu var mı?
Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aynur Eren Toppaya’nın yaptığı açıklamaya göre bir kişinin belirti göstermese de koronavirüse yakalandığını öğrenmek mümkün.
Bunun içinse antikor testi yaptırmak gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan veriler, belirti
gösterdiği için COVID-19 testi yaptıran ve
hasta olduğu anlaşılan kişiler, ancak belirti göstermeyen kişilerin belirti
gösterenlerden çok daha fazla olduğu düşünülüyor.
Belirti göstermeyen birinin koronavirüse yakalandığı nasıl tespit edilir?
Genel olarak kalp, diyabet, hipertansiyon gibi kronik rahatsızlığı olmayan ve genç olan kişiler COVID-19 virüsünü taşıyor olsalar da belirti göstermeyebiliyorlar.
Aslında belirti gösterilmese de vücudumuz bu virüse karşı antikor oluşturur.
Immunoglobulin proteini olarak bilinen bu antikorlar, COVID-19’a karşı savaşmak için vücudumuzda bir savunma mekanizması olarak üretiliyor.
Antikor
testlerinde ise bu immunglobulinlerin IgG, IgA, IgM’leri analiz ediliyor.
Eğer kişilerin kanında antikorlara rastlanırsa enfeksiyon geçirdiği anlaşılabiliyor.
Vücudumuz genelde koronavirüsle savaşmak için IgA ve IgM antikorlarını oluşturuyor.
Testteki IgG antikorlarının pozitif olarak görülmesi durumunda COVID-19
enfeksiyonuna yakalanıldığı tespit ediliyor.
Bu sebeple koronavirüs belirtisi göstermesek bile kendimizi potansiyel bir COVID-19 taşıyıcısı olarak görmeli ve dışarıya çıktığımızda maske takmaya özen göstermeliyiz.
Aksi taktirde, kendimize zarar vermesek de virüsü zarar vereceği
insanlara ulaştırabiliriz
KORONAVİRÜS TEST YÖNTEMLERİ
PCR Test (Polimeraz Zincir Reaksiyon)
Günümüzde Yeni Koronavirüsü
(SARS-CoV-2) teşhis etmek için tüm dünyada yaygın olarak polimeraz zincir
reaksiyonu (PCR) yöntemi kullanılıyor. Koronavirüsün RNA’sını tespit etmek için
tasarlanmıştır.
Bu yöntemde burundan ve/veya genizden
sürüntü çubuklarıyla alınan örnekler, kapalı ortamlarda, dikkatli bir şekilde
taşınıp laboratuvarda test edilir. Testi yapan kişilerin, çok özel şartlarda,
özel kişisel koruyucu ekipman giyerek, sıkı önlemler altında yapması gerekir.
Test şu anki şartlarda
ortalama 36-48 saatte sonuçlanır. Tedavi, izolasyon ve en önemlisi hastalığı
doğrulanmış kişilerin yakın temasta bulunduğu kişilerin tespiti bu sayede
gerçekleştirilir. Hastalara mutlaka sıkı ev izolasyonu yapılması, başka
kişilerle görüşmemeleri ve klinik olarak şikayet olduğunda sağlık kuruluşuna
müracaat etmeleri konularında bilgi verilir.
Testin doğru sonuç vermesi
birçok faktöre bağlıdır. Yeterli miktarda numune alınması, doğru zamanda ve
doğru yöntemle alınması, taşınma şartları da uygun şekilde yapıldığı sürece
testler doğru sonuç verir. Testlerin değerlendirildiği laboratuvarlar
uluslararası standartlarda, kalite kontrol ve validasyon çalışmaları yapılan
güvenilir laboratuvarlardır.
PCR test hastalığın başladığı
ilk gün pozitifleşmeye başlar. 14. gün civarında pik yapar. 28. gün civarı
kaybolur.
Altyapısı ve ekonomisi güçlü
ülkelerde tarama yöntemi olarak PCR test kullanılmakta. Ülkemizde de başarıyla
kullandığımız PCR tarama yöntemiyle Sağlık Bakanlığımızın yapmış olduğu toplam
test sayısı 600 bine dayandı, günlük yapılan test sayısı 40 bini aştı. Test
sayılarında an itibariyle dünya geneline kıyasla çok iyi bir noktadayız.
ANTİKOR TEST (Hızlı Test)
PCR dışında bir diğer test
türü ise kamuoyunda hızlı test olarak bilinen COVID-19 Antikor testi. Nedir bu
antikor test? Antikor testlerinde kanda virüse karşı bağışıklık sistemi
tarafından üretilen antikorlara bakılır. Virüs vücudumuza girdikten sonra
bağışıklık sistemimiz tarafından o virüsle savaşmak üzere özel proteinler
üretilmeye başlanır. Biz bu protein askerlere antikor diyoruz.
Hızlı test iki tip antikoru
ölçebiliyor bunlar IgM ve IgG. Bu antikorlar, kişi iyileştikten sonra kanın
özellikle plazma kısmında aylarca, hatta yıllarca barınabilir. Birkaç damla kan
alınır, test kitine kanla birlikte özel bir solüsyon damlatılır ve 10 dakika
içinde sonuç ortaya çıkar.
IgM antikoru virüse karşı
bağışıklık sisteminin hızla verdiği cevaptır. Bu antikor koronavirüs vücuda
girdikten 5-7 gün sonra kanda belirmeye başlar, 21. gün civarı kaybolur.
IgG antikoru ise daha geç
verilen ancak uzun süre kaybolmayan bir cevaptır. Koronavirüs vücuda girdikten
14. gün civarında oluşmaya başlar, 35. gün civarında hala pozitif kalabilir.
Tek başına pozitifliği hastalığın geçirilmiş, iyileşmiş ve aktif bağışıklık olabileceğini
gösterir. Hastalığın atlatılıp kişinin işe dönmeye uygun olup olmadığını
antikor testlerle anlayabiliriz.
Hastalığın erken fazlarında
Antikor testler negatif çıkacağı için yanıltıcı olabilir. Bu nedenle antikor
testler semptomlar başladıktan en az 3 gün geçene kadar kullanılmamalıdır.
Antikor testlerin PCR testlere göre güvenilirliği daha düşüktür. Taramalarda
tek başına kullanılması çok uygun değildir.
PCR ise numune miktarı ve alım
şekline göre yanıltıcı negatif verme zafiyeti olabilen bir testtir. Ayrıca
testlerin pozitif sonuçları güvenilir bulunurken, negatif sonuçları çok
güvenilir değildir. Yani test pozitif geldiğinde güçlü bir şekil pozitif
olduğuna inanabiliriz ama negatif gelirse bu kesinlikle negatif olduğunuz
anlamına gelmez.
Dolayısı ile PCR ve Antikor
testler birbirlerinin alternatifi değil birbirlerinin tamamlayıcısı olarak
düşünülmelidir.
Testlerin pozitif ve
negatifliklerinin bakıldığı döneme göre hangi anlama geldiğini grafik üzerinden
yorumlayabilirsiniz.