BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
HAKKINDA NELERİ YANLIŞ BİLİYORUZ?
Bağışıklık sistemini güçlü tutularak vücut direncinin arttırılması, yaşamsal önem taşıyor.
Güçlü bir bağışıklık sisteminde ise yeterli ve dengeli beslenme kilit rol üstleniyor. Vücudun ihtiyacını karşılamada yetersiz kalan tek tip beslenme modelinden mümkün olduğunca uzak durmamız gerekiyor.
Beslenme örüntümüzün
dengeli ve vitamin ile minerallerden zengin olması, güçlü bir bağışıklık
sistemi için büyük bir öneme sahip. Ayrıca öğünlerimizin hazır gıdalardan uzak
olması, mevsimine uygun besin seçimlerinin yapılması da çok önemli.
İşte beslenme alışkanlıklarımızda yaptığımız
önemli hatalar…
Yanlış: Kahvaltıyı
atlamak Yanlış
Ara öğünü ihmal etmek Doğru
Günlük enerji ve protein ihtiyacımızın sağlanabilmesi için ana öğünler atlanmamalı, ara öğünler ise beslenmemizin olmazsa olmazları olmalı.
Özellikle altın öğün olan kahvaltının atlanması; diğer öğünlerde porsiyon miktarını arttırarak kan şekeri dengesizliklerine yol açabiliyor. Bu durumda aç kalınan sürede vücut direncimizin düşmesi kaçınılmaz oluyor.
Her gün kahvaltıda tüketeceğiniz kaliteli protein kaynağı olan yumurta içeriğindeki demir ve A vitamini ile bağışıklığınızın desteklenmesine yardımcı olacaktır. Yanına ekleyeceğiniz C vitamini (yeşillikler, biber, portakal gibi) de yumurtanın demir emilimine katkı sağlayacaktır.
Yanlış: Yetersiz ve sıcak su içmek
Doğru: Besinlerin sindirimi, emilimi ve sonrasında
oluşan zararlı atıkların vücuttan uzaklaştırılmaları ile diğer metabolik
olaylar için yeterli su tüketmek çok önemli.
Vücudumuzun günlük olarak kilo başına 30 ml su ihtiyacı var. Suyun yetersiz tüketimi sonucunda bağırsaklarda gelişebilecek olan kabızlık, bağışıklık sistemini doğrudan etkileyen bağırsak sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.
Bu nedenle su tüketimi bireyin ihtiyacı doğrultusunda günün
her saatine dengeli olarak dağıtılmalı. Aynı zamanda en ideali ılık su tüketmek
olduğunu da unutmamalı.
Yanlış: Ara öğünü ihmal
etmek
Doğru: Günlük enerji ve protein ihtiyacımızın
sağlanabilmesi için ana öğünler atlanmamalı, ara öğünler ise beslenmemizin
olmazsa olmazları olmalı.
Özellikle altın öğün olan kahvaltının atlanması; diğer öğünlerde porsiyon miktarını arttırarak kan şekeri dengesizliklerine yol açabiliyor.
Bu durumda aç kalınan sürede vücut direncimizin düşmesi kaçınılmaz oluyor. Her gün kahvaltıda tüketeceğiniz kaliteli protein kaynağı olan yumurta içeriğindeki demir ve A vitamini ile bağışıklığınızın desteklenmesine yardımcı olacaktır.
Yanına ekleyeceğiniz C vitamini (yeşillikler, biber, portakal gibi) de yumurtanın demir emilimine katkı sağlayacaktır.
Doğru: İştah kontrolünde, kan şekeri dengesinde ve günlük besin gereksinimlerinin karşılanmasında ana öğünlere destek olan ara öğünleri atlamamak ve protein/ karbonhidrat dengesini sağlamak oldukça önemli.
Meyve-yoğurt/ süt/kefir; meyve-badem/ceviz/ fındık; tahıllı
ekmek-peynir gibi seçeneklerle alınan protein, vitamin/ mineral ve lif dengesi
vücut direncinin artmasına yardımcı oluyor.
Yanlış: Tek tip
beslenmek
Doğru: Her besinin enerji,
protein, vitamin ve mineral içeriğinin farklıdır.
Besinlerin doğru şekilde ve birlikte tüketilmeleri vücuttaki kullanılabilirliklerini arttırarak bağışıklık sistemimizi destekliyor.
Bu durumda öğünlerimizin
içeriğinin kaliteli protein, demir, çinko içeren; et, tavuk, balık, yumurta
gibi proteinlerden; lif ve B grubu vitamin içeriği yüksek tam tahıl ürünleri ve
kurubaklagillerden; antioksidan içeriği yüksek meyve ve sebzelerden; omege-3 ve
omega-6 kaynağı olan ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlardan zengin
olmasına dikkat etmemiz gerekiyor.
Yanlış: Besinlerin
hazırlama aşamasına dikkat etmemek.
Doğru: Besinlerin değer kaybına uğramamaları
için hazırlama aşamalarına dikkat etmek şart.
Örneğin C
vitaminin hassas yapısı nedeniyle hazırlama ve pişirme aşamasında kayba
uğrayabileceği için meyve/sebzeleri mümkün olduğunca kısa sürede, metal bıçak
darbesi değdirmeden hazırlamalı ve yine kısa sürede bekletmeden tüketmelisiniz
Yanlış: C vitaminini az
veya çok almak
Doğru: Enfeksiyon durumunda ve
enfeksiyonlardan korunmada C vitamini önemli bir rol üstleniyor.
C vitamini
vücut tarafından depolanamadığı için turunçgiller, yeşillikler, biber, kivi ve
domates gibi kaynakları her gün düzenli olarak tüketmeniz çok önemli. Ancak C
vitamini takviyelerini bilinçsizce kullanmak böbrek taşı oluşumuna sebebiyet
verebiliyor. Dolayısıyla C vitamini alımını abartmadan besinlerle sağlamayı
alışkanlık haline getirin.
Yanlış: Turşu
tüketimini abartmak
Doğru: Bağırsak florası
için yararlı olan probiyotik besinler (yoğurt, kefir, ev yapımı turşu gibi)
bağışıklık sistemimizi güçlendirerek vücut direncimizi arttırıyor.
Ancak virüsün yok edilmesi amacıyla turşu tüketimini abartmak doğru bir yaklaşım değildir.
Turşunun içeriğindeki yoğun tuzun mideye zarar verdiği unutulmamalı. Kronik hastalığı (hipertansiyon ve kalp hastalığı gibi) olan belli yaşın üzerindeki kişilerin yüksek miktarda turşu tüketmeleri birtakım sağlık problemlerine yol açarak bağışıklık sistemini zayıflatıyor.
Probiyotiklerin
etkisini arttıran muz, elma, enginar, kereviz, kuşkonmaz, soğan, sarımsak,
pırasa, kurubaklagiller, tam tahıllar, keten tohumu, badem, ceviz gibi
prebiyotik besinlerin tüketimi ise bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı
oluyor.
Yanlış: Hamur işleri ve
tatlılara yönelmek
Doğru: Paketli gıdalar,
kek, şekerleme, hamur işleri gibi içeriğinde lif (posa) bulunmayan basit
karbonhidrat içeriği yüksek besinlerin tüketimi kan şekeri dengesini bozuyor.
Oluşturdukları tokluk hissinin kısa olması nedeniyle bir sonraki öğünde besin tüketimimizin artmasına ve yüksek kalori içerikleri sebebiyle kilo alımınıza neden olabiliyor.
Aynı zamanda günlük protein, vitamin/ mineral ihtiyacımızı karşılamadığı için bağışıklık sistemini güçlendirme sürecini olumsuz etkileyebiliyor.
Vücut direncinizin artması için B
grubu vitaminleri ve liften zengin tam tahıl ekmekleri, bulgur, çorba ve tam
tahıl ürünleri gibi sağlıklı karbonhidrat içeren besinleri tüketmeye özen
gösterin.
Yanlış: Yetersiz
protein tüketmek
Yanlış: C vitaminini az
veya çok almak
Yanlış: Besinlerin
hazırlama aşamasına dikkat etmemek
Doğru: Proteinler vücut dokusunu oluşturmak,
onarmak ve viral, bakteriyel enfeksiyonlarla savaşmak için yaşamsal öneme sahip.
Ancak
dikkat! Alınan düşük protein bağışıklık sistemimizin zayıflamasına neden olduğu
gibi, yüksek protein tüketimi de böbreklere zarar vererek taş oluşumuna yol
açabiliyor
Ayşe Sena BİNÖZ
Acıbadem Kozyatağı
Hastanesi
Beslenme ve Diyet Uzmanı