09 EYLÜL 2021, PERŞEMBE
Aslında, koronavirüs
terimine ilk olarak 2003 yılındaki şiddetli akut solunum sendromu (severe acute
respiratory syndrome, SARS) salgınından dolayı aşinayız. Bildiğimiz üzere
COVID-19 ve SARS’a neden olan koronavirüslerdir. Pek çok türü olduğu bilinen
koronavirüsler arasında SARS’a neden olan virüs SARS-CoV olarak bilinirken,
COVID-19’a neden olan virüs SARS-CoV-2 olarak bilinir. Benzer isimlerine
rağmen, COVID-19 ve SARS’a neden olan koronavirüsler arasında bazı farklılıklar
gözlemlenir. Örneğin yeni tip koronavirüsün daha farklı bir genomik evrime
sahip olmasının virüsün meydana getirdiği hasarın daha fazla olmasına neden
olduğu düşünülmektedir. (Zoppi, 2021)
Küresel olarak
milyonlarca insanı etkileyen COVID-19, asemptomatik hastalık seyrinden grip
benzeri semptomlara kadar çeşitli klinik belirtilerle karakterizedir. Epidemiyolojik
çalışmalar; yaşlılarda, özellikle kardiyovasküler bozukluklar ve diyabet gibi
kronik hastalıkları olan bireylerde daha yüksek risk olduğunu göstermiştir.
(Muhammad Shoaib, 2021)
Aşılama ve
bağışıklamanın, immün sistemi güçlendirmede ve hastalıkları önlemede etkili
olduğuna inanılmakta. Ocak 2020’de koronavirüsün genetik dizisi ortaya
çıktıktan sonra, aşı geliştirme için en uygun adayı bulmak için kapsamlı
araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Aşılar; DNA bazlı, RNA bazlı, protein
bazlı, zayıflatılmış viral vektör temelli moleküler yaklaşımlarla
geliştirilebilmekte. Ayrıca aşılar, kullanılan teknolojinin türüne bağlı
olarak; özellikleri, dozaj, depolama ve üretim ölçeklenebilirlikleri açısından
farklılık gösterirler.
Aşılar neden
önemlidir?
Aşıların üç temel
işlevi vardır:
İlk olarak, enfekte
olanlar için hastalığın şiddetini azaltırlar. Böylece, savunmasız kişileri
doğrudan koruyabilir ve ciddi sağlık etkilerini ve hatta enfeksiyonla ilişkili
ölümleri azaltmaya yardımcı olabilirler. İkincisi, aşılar, hastalığa karşı bir
miktar bağışıklığa sahip olduklarından, ilk etapta maruz kalan kişinin enfekte
olma olasılığını azaltabilir. Enfekte olan insanlardan duyarlı kişilere
bulaşmasını azaltmaya yardımcı olması, aşıların değerini arttırmaktadır.
SARS-Cov-2’ye karşı aşılar hala çok yeni ve hakkında bildiklerimiz gün geçtikçe
artmakta, ancak erken kanıtlar aşıların COVID-19 bulaşmasını azalttığını
gösteriyor.
Aşı pazarının doğası
nasıldır?
Aşıların
geliştirilmesi kamu tarafından finanse edilir ve üniversiteler, ilaç
laboratuvarları ve ilaç şirketleri tarafından geliştirilir. Araştırmaların ilk
aşamalarının çoğu, üniversitelerde yürütülmekte. İlaç şirketleri ise; medikal
inovasyonlar, klinik deneyler ve nihayetinde bunları yönetebilecek yetkin
araştırmacıları çalıştırmak için gerekli fonlara, kapasiteye ve deneyime
sahiptir.
Ulusal hükümetler
sürecin farklı aşamalarında rol oynar. Temel araştırmalar için ilk finansmanı
sağlayabilir (“push-funding” olarak bilinir) ve aşıların son alıcıları olabilir
(‘pull-funding’ olarak bilinir). Bir anlamda hükümetler, yatırımcılar ve
alıcılar olarak ikili bir rol oynarlar.
Aşı pazarının
olağandışı olmasının başka bir sebebi pazarın her iki tarafında da oldukça
yoğun ilgi görmesidir. Başka bir deyişle, aşı üreten çok az firma ve nispeten
az sayıda aşı alıcısı bulunur. COVID-19 bu durumu değiştirmiş olsa da sadece
dört ilaç firması 2019’da küresel aşı gelirinin %90’ını oluşturmaktaydı.
Alıcılar ise, çoğunlukla ulusal hükümetler, ulusal sağlık hizmetleri ve ayrıca
tedarikle ilgilenen alıcılardan oluşur. Aşı pazarının bu özellikleri onu
diğerlerinden ayırmaktadır.
Aşı satıcıları
kimdir?
Farmasötik
araştırmaların diğer alanları gibi, küçük şirketler ve kamu sektörü de erken
aşamadaki araştırmalarda önemli roller oynamaktadır. Ancak araştırmaların belli
bir aşamasından sonra, klinik deneyler yürütme, yasal onay alma ve dağıtılacak
aşıları üretme konusunda uzman oldukları için, terapötik ürünler büyük
şirketler tarafından devralınma eğilimindedir. Satıcılar da bu düzenden ötürü,
büyük ilaç şirketlerinden oluşur.
Dünyada rutin olarak
kullanılan aşıların büyük çoğunluğu ‘off patent’dir ve bunlar jenerik ilaç
üreticileri tarafından üretilmeye yatkındır. Off patent, bir ilacın veya aşının
artık patent kısıtlamalarına tabi olmadığı ve herhangi bir ilaç şirketinin
güvenli bir şekilde yapabileceğini gösterdiği sürece üretebileceği anlamına
gelir.
Aşılar patent koruması
altında olduğunda (sadece geliştiren firma, geliştirdiği ürünü üretme hakkına
sahip olduğunda) belli bir üretim rekabeti görülmez. Aynı aşının başka
tedarikçiden elde etme seçeneği olmadığından alım talebi yükseltir, fiyat
belirlerken de herhangi bir rakip bulunmadığından istenilen paha
biçilebilir.
Patent koruması
altında olmayan aşılarda ise fazlasıyla rekabet görülür, patent olmadığından
çok sayıda üretici tarafından üretilen ürün, piyasaya çeşitlilik sunar. Böylece
patentsiz ürünlerin market değerini rakiplerin belirlediğini görürüz.
Günümüzde halk sağlığı
optimizasyonu için aşıların çoğunluğunda patentler kaldırılmıştır. Sonuç
olarak, dünyadaki aşıların büyük çoğunluğu için hem fiyatlarının hem de
marjlarının çok düşük olduğunu söyleyebiliriz çünkü patent koruması altında
değillerdir.
Aşılar nasıl ödenir ve
aşı geliştirilmeleri nasıl finanse edilir?
Çoğu aşı inovasyonu, hükümetlerin
erken aşamadaki bilimsel hibe fonları ile tüm farmasötik araştırmaları teşvik
eden piyasa teşviklerinin birleşiminden gelir -yani ilaç şirketleri,
gelecekteki satışlardan para kazanacaklarını bilerek yatırım yaparlar. COVID-19
için aşıların geliştirilmesi, normal uygulamanın bir istisnası olmuştur.
Normalde yeni bir aşının üretilmesi yaklaşık on yıl sürer ve 2020’den önce en
hızlı rekor dört yıldan fazla sürmüştür: Bu aşı, 1960’larda geliştirilen bir
kabakulak aşısıdır.
Aşı geliştirme
süresinin uzunluğunun bir nedeni, şirketlerin başarılı olup olmayacağına dair
iyi bir fikre sahip olana kadar yeni bir ürün geliştirmeye büyük yatırımlar
yapmak istememeleridir. Yatırımı destekleyecek veriler olmadan fabrika inşa
etmenin, doz ayarlamanın ve büyük ölçekli denemeler yürütmenin pahalı olması,
çoğu ürün için ekonomik kaynakları dikkatli kullanmaya iter. Yine de COVID-19
aşı üretimini hızlandırmanın faydaları hem sağlık sonuçlarını iyileştirmek hem
de ekonomiyi korumak için önemli görülmekte. Birçok hükümet, üreticilerin ek
maliyetler konusunda endişelenmeden (güvenli olduğu kadar) süreci
hızlandırabilmeleri için aşı Ar-Ge’sinde “de-risking”e büyük yatırımlar yaptı.
Başka bir deyişle, hükümetler devreye girdi ve araştırmayı finanse etmeye,
maliyetleri karşılamaya ve üzerinde anlaşılan fiyatlardan aşı satın almaya söz
vererek mali sonuçlar hakkında endişelenmeden, belirsiz umutları olan aşı
adaylarını takip edebilme imkanı sundular.
Aşılara nasıl maddi
değer biçilir?
Çoğu üründe olduğu
gibi, aşı fiyatları onları üreten şirket veya şirketler tarafından belirlenir
ve bunu, alıcıların tahmini ödeme miktarı ve üretim maliyetlerinin
kombinasyonuna dayalı olarak yapılır.
Bir aşının patenti
alınmamışsa, alıcıların ödeme istekliliği rakipler tarafından talep edilen
fiyata bağlıdır; değilse, alıcının ürüne nasıl değer verdiğine göre belirlenir.
Bir ürün hala patentliyken, etkin bir rekabet yoktur ve bu nedenle alıcının
değeri yüksekse satıcı yüksek bir fiyat talep edebilir. Ürün patent dışıysa,
rekabet fiyatları düşürme eğiliminde olacak ve alıcılar buna göre fayda
sağlayacaktır. Devletler tipik olarak aşıların ana alıcısıdır ve çoğu ilacın
özel olarak satın alındığı ülkelerde bile rutin aşılar genellikle devlet
tarafından satın alınır.
Hükümetler, farklı
yerlerde farklı stratejiler kullanarak aşılara mali değer verir ancak dünyanın
çoğu yerinde resmi sağlık teknolojisi değerlendirmelerini kullanmaktadırlar.
Bunlar, alternatiflerle karşılaştırıldığında, maliyetine ve her seçenekten elde
edilebilecek sağlık yararlarına bakar. Ardından, gerekli finansmana dayalı
olarak, bir hükümet bu aşının kendileri için uygun maliyetli olup olmadığına
karar verebilir.
Aşılar, genellikle
sağlığı iyi olan insanlara uygulandığından, onlar için yüksek fiyatlar ödemek
için daha az baskı vardır. Somut bir sorunu çözmek, henüz gerçekleşmemiş bir
sorunu önlemekten daha acil görünebilir ve önleyici politikaların faydalarına
işaret etmek, onları yürürlüğe koyan hükümetler için daha az başarı olarak
görülebilir.
COVID-19 aşıları biraz
farklı bir durumu ortaya koyuyor. Çünkü bu hastalığa karşın oluşan korku diğer
hastalıklardan çok daha fazla. Sağlık ücretinin yanı sıra bu korku, pandemi
sırasında görülen yaygın ekonomik hasar ve sosyal bozulmanın bir sonucudur.
Böylece aşının faydaları insanın fiziksel sağlığının ötesinde hissedilir.
Önde Gelen Aşıların
Tanıtımı
1. Nükleik Asit
Aşıları Aşıları
1.1 Moderna
İlk olarak 16 Mart
2020’de insan denemeleri için kullanılan RNA bazlı aşıdır. Bu aşı, bir Birleşik
Devletler şirketi olan Moderna tarafından geliştirilmiştir. Faz I sonuçları,
kırk beş gönüllüde koruyucu antikorların geliştirildiğini gösterdi. Optimal doz
ve aşının etkinliği de ilk aşamada kararlaştırıldı. 30.000 katılımcı testin
üçüncü aşamasına katılmıştır ve aşı üç ay boyunca koruma göstermiştir. Aşının
etkinliği %94,1 olup, Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi (FDA)
tarafından 17 Aralık 2020 tarihinde acil kullanım için onaylanmıştır.
Dozajı: 2 doz 28 gün
ara ile uygulanır.
Kullanım yetkisi veren
ülke sayısı: 39
Doz Başına Düşen Fiyatı:
15-18 dolar
COVID-19 Aşı Tedarik
Anlaşmaları: Yaklaşık 2 milyar doz
Etkinlik: Yaklaşık
%95. Görünüşe göre hastaneye yatmayı ve ölümü önlemede %100.
1.2 Pfizer ve
BioNTech
Bir başka RNA bazlı
aşı, Pfizer ve BioNtech tarafından geliştirilmiştir. Otuz bin sağlıklı birey
katılımı ile yapılan üçüncü aşama denemeleri, aşının etkinliğinin %95 olduğunu
göstermiştir. Aşının etkililik düzeyinde; farklı ırk grupları, farklı yaşlar ve
diyabetli bireylerde farklılık görülmemiştir. Kanada, Meksika ve Amerika Birleşik
Devletleri, üçüncü denemenin olumlu sonuçları nedeniyle acil kullanımlar için
aşıyı onayladı. Aşı kullanımı sonrası yorgunluk, kas ağrıları ve ateş rapor
edildi.
Dozajı: 2 doz 21 gün
ara ile uygulanır.
Kullanım yetkisi veren
ülke sayısı: 69
Doz Başına Düşen
Fiyatı: 15-18 dolar
COVID-19 Aşı Tedarik
Anlaşmaları: Ortalama 5 milyar doz
Etkinlik: Yaklaşık
%95. Araştırmalara göre hastaneye yatmayı ve ölümü önlemede %100.
1.3 AstraZeneca
Oxford Jenner
Enstitüsü, Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca işbirliği yaparak bir COVID-19
aşısı (AZD1222) geliştirdi. Deneme aşaması I ve II sırasında, ciddi bir olumsuz
vaka bildirilmemiştir. Denemelerin üçüncü aşamasında aşı, Güney Afrika, Amerika
Birleşik Devletleri, İngiltere ve Brezilya dahil dünyanın farklı ülkelerinde
yaklaşık 30.000 kişi üzerinde test edildi. Yakın zamanda yayınlanan faz III
sonuçlarına göre bu aşının etkinliği %90’dır.
Dozajı: 2 doz 28 gün
ara ile uygulanır.
Kullanım yetkisi veren
ülke sayısı: 49
Doz Başına Düşen
Fiyatı: 2.19-5 dolar
COVID-19 Aşı Tedarik
Anlaşmaları: 3 ile 3.5 milyar arası doz
Etkinlik: Şu anda
yaklaşık %70.
1.4 Sputnik V
Sputnik V, Gamaleya
Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirildi.
Sputnik V, Rusya tarafından onaylandı. 40.000’den fazla kişinin katıldığı faz
III sonuçları, SARS-CoV-2’ye karşı %90’dan fazla etkinliği olduğu görülmüştür.
Dozajı: 2
Kullanım yetkisi veren
ülke sayısı: 67
Doz Başına Düşen
Fiyatı: 10-27.5 dolar
COVID-19 Aşı Tedarik
Anlaşmaları: Yaklaşık 900 milyon doz
Etkinlik: %91.4
1.5 Johnson ve Johnson
Johnson & Johnson
(J&J), 15 Kasım’da Janssen COVID-19 aşısının ikinci bir küresel Faz III
denemesini başlattığını duyurdu. Dünya çapında 60.000’e kadar gönüllü
katılımını bekleniyor. Diğer üç aşı adayının tümü yaklaşık 28 gün arayla iki doz
gerektirirken, J&J aşısı yalnızca tek bir doz gerektirir.
Faz III denemesi, tek
seferlik aşının, aşılamadan 28 gün sonra orta ile şiddetli COVID-19’u önlemede,
%66 etkili, 49. günden sonra %100 etkinlik gösterdiğini göstermiştir.
Aşı, şirketin AdVac teknoloji
platformunu kullanıyor. Bu teknoloji aşının stabilizasyonunu arttırırken,
taşınabilirliğini kolaylaştırdığından büyük avantaj olarak karşımıza çıkmakta.
Nisan 2021’de CDC ve FDA, Johnson & Johnson COVID-19 aşısının dağıtımına
ara verilmesini önerdi.
Dozajı: 1
Kullanım yetkisi veren
ülke sayısı: 45
Doz Başına Düşen
Fiyatı: 8.5-10 dolar
COVID-19 Aşı Tedarik
Anlaşmaları: Ortalama 1.6 milyar doz
Etkinlik: J&J’in
küresel klinik çalışmasında, semptomatik COVID-19 enfeksiyonlarını önlemede %66
başarı göstermiştir (ABD’deki oran: %72). Hastaneye yatışları ve ölümü önlemede
%100 etkili olduğu görülmektedir.
İnaktive Edilmiş Virüs
Aşısı
Sinovac
Çin’deki bir ilaç
şirketi olan Sinovac tarafından üretilen inaktive edilmiş bir virüs aşısıdır.
Bu aşıda, antijene karşı bağışıklık arttırıcı madde olan alüminyum adjuvanlar
kullanılmaktadır. Formülasyonda adjuvan olarak alüminyum kullanımı tartışmalara
sebep olsa da, klinik denemelerin I. ve II. aşamasında 743 gönüllü aşılandı ve
herhangi bir olumsuz vaka olmadı. 03 Temmuz 2020’de bu aşı, üçüncü aşamaya
geçmek için onay aldı.
Dozlar: 2
Kullanım yetkisi veren
ülke sayısı: 22
Doz Başına Düşen
Fiyatı: 9.50-32.52 dolar
COVID-19 Aşı Tedarik
Anlaşmaları: Yaklaşık yarım milyar doz
Etkinlik: Klinik
araştırmaya bağlı olarak %50,38 ile %91,25 arası
Protein Bazlı
Aşılar
Novavax
NVX-CoV2373 (Novavax),
viral proteinden elde edilen bir antijen üretmek için SARS-CoV-2’nin genetik
dizisinden rekombinant nanoparçacık yeniliği kullanılarak geliştirilmiştir. Bu,
bir adjuvan (Matrix-M) ile birleştirilir. Klinik öncesi incelemelerin etkileri,
virüsün hedef aldığı insan reseptörlerine başarılı ve daha etkili bir şekilde
bağlandığını gösterdi. Faz I / II ön çalışmaları Mayıs 2020’de
başlatıldı.
Dozajı: 2
Doz Başına Düşen
Fiyatı: 3 dolar
COVID-19 Aşı Tedarik
Anlaşmaları: Yaklaşık 2.5 milyar doz
Etkinlik: %90,4